Hayatını neye istiyorsan dönüştürebilirsin ve sen bu güce sahipsin. Olmak istediğin yerde olabilir, yüreğinden geçeni yapabilir ve ruhunun ihtiyacı olan şeyi kendine ve bedenine verebilirsin. Fakat unutma; bu gücü kullanabilmek için tek bir şeye ihtiyacın var o da " HAREKET ETMEK". Yapabilir miyim, başarabilir miyim diye düşünmeye devam edersen hep olduğun noktada kalırsın. Eğer harekete geçersen ufak bile olsa bir adım atarsın belki hedeflerine belki de hayallerine doğru. Çünkü her şey sen hareket ettikçe değişecek ve gelişecek.

Çok sevdiğim bir söz vardır "Evren düşünceyi değil, hareketi alkışlar". 

Hayallerin için, hedeflerin için harekete geç! 

"Workout because you LOVE your body not because you hate it"

Spor yapmalıyım dediğinizde sebebi kalçalarınız, göbeğiniz, fazla kilolarınız... (liste uzar gider) olabilir. Fakat ya sağlığınız? Odak noktanız "sizin" için yeterince iyi olmayan bir noktada olacağına "kendiniz" için her gün "daha iyi" yapabileceğiniz "SAĞLIĞINIZ" olsun! 

Bunun için çalışırken zaten diğer hedeflerinize de ulaşırsınız. 

Sağlık için diye yazıp duruyorum çünkü son bir haftadır sırf bu sebeple spor yapması gerekenlerle konuşuyorum. 

- Mecbur kalmadan,

- Kalçalarınızdan nefret ettiğiniz için değil bedeninizi her haliyle sevdiğiniz için,

- Sevdiklerinizle birlikte keyifle, sağlıklı yaşamak için SPORA BAŞLAYIIIIIN!!!

Hepinizi çok seviyorum, sevdiğim için baskı yapiyorum:) haydi güzel bir gününüz olsun!

Yapamadığım dediğim şeyler geliyor aklıma bazen...yapamam demedim hiç hayatımda tam tersine kafama koyduysam "ölsem yaparım" dedim :) beni bilen bilir fakat bir şekilde bahanelerimi koymuşum önüme ve ertelemişim. Dönüp neden yapmadığıma dair kendimi sorgulayınca da sıraladığım nedenlerim saçma geliyor şimdi. İnsanın kendi bahanesinin bir süre sonra kendisine saçma gelmesi de güzel bir şey bence. Tekrardan bir ayağa kaldırıyor, motive ediyorsun kendini. Kendi gücünün farkında olup bazen yenik düşebiliyorsun seni durduran şeye...yeter ki farket! Fark ediyorsan yenilmiyorsun demektir. Şimdi aklıma gelen o "yapamadıklarım" listesini tekrardan gündeme aldım. Kendime verdiğim saçma yanıtları da bir bir gözden geçiriyorum. Hepsi ile bir bir yüzleşme ve yapabileceğimi gösterme zamanı...Koca bir sene neyi beklemişim ki? 

En büyük bahane de zamandır bu arada; bugün değil yarın, yarın değil ertesi gün, sonraki hafta, ay, yıl diye gider. Her şey bir gün de olmasa da sen her günü bir fırsat say kaçırma. Düşünsene 1 yıl = 365 fırsat demek, vakit kaybetmeden fırsatları değelendirmek gerek!

Her şeyin, herkesin fazla geldiği anlar vardır. İç sesinin sesi çok uzaktan gelmeye, düşündüklerinle hislerin çatışmaya başlar, hayatın sanki bir kördüğüm gibi gelir...belki çok yorgun olduğun belki çok üzüldüğün veya istediğin, dilediğin bir şeyler sana gelmediği, gelemediği için. İşte o zaman "bir başına kalmanın" zamanı gelmiş demektir. Tek başına her şeyden, herkesten uzak. Sakin bir yerde sadece kendi iç sesinin sesini duyabildiğin bir yerlerde. O an tek yapman gereken sadece kendi hislerini, düşünlerini olduğu ve sana geldiği gibi yaşamak, kendini her ne durumda olursan ol taktir etmek ve kimsenin sevemeyeceği kadar çok sevmek. Çünkü ilk önce sen bunları kendine vermezsen başkası da sana veremez! 

Biraz hafiflik biraz huzur ve sakinlik istiyorsan bu hafta tek başına kalmayı dene, çok sevdiğin bir şeyi yap tek başına ve sadece kendini düşün olur mu...çok iyi gelecek inan bana! Senin sana iyi geleceği bir hafta olsun bu hafta

Seni sen yapan, içine sığmayıp dışarı taşan, etrafındakilerin gözünü kamaştıran belki aklını karıştıran, sana bakanı büyüleyen, senin içini kıpır kıpır eden, konuştuğunda seni yansıtan, sen olmadığında bile seni hatırlatan, muhteşem bir ENERJİN var senin biliyor musun? 

Peki en son ne zaman gerçek enerjini yansıttın etrafına veya en son ne zaman sahip olduğun o inanılmaz enerjiyi hissettin? Arkasından koşturduğun hayatın neresinde takılı kaldın da unuttun kendini, söndürdün o ateşi. Bir düşün hadi...Yarın geçer dedin erteledin, kurtulurum bundan dedin erteledin, başka iş bakarım, başka yere taşınırım, başka bir yol çizerim ve hatta biraz daha dayanırım dediğin ve ertelediğin ne kadar çok şey var düşünsene bir. Yapmadığın, değiştirmediğin her şey senden çalıp bitirir o seni sen yapan enerjini. Ve sen buna öyle bir alışırsın ki farkına bile varmazsın içinde kaybolan o yaşam ateşinin. Bir gün gelip birisi sana bunu hatırlatırsa unutma ki çok şanslısın. Kulak ver o kişiye ve düşün neye çok alışıp da unutmuşsun sendeki o muhteşem enerjiyi. 

Kendi enerjinizi ortaya çıkaracağınız, baharın içinizi kıpır kıpır edeceği, bol güneşli bir hafta olsun!

Vazgeçmeden önce ne kadar savaşırdın? O hedefine ulaşmak bir ömür sürecek olsa bile devam eder miydin yoluna? En büyük engelleri aşıp, vazgeçmemeyi seçenler hep en büyük kahramanlarım olmuştur. Çünkü inandığın yolda yürürken bir ışık olsun, umut olsun, sana en zor adımı attıracak cesareti verecek birileri olsun istersin. En kolay yoldan elde edilen başarılar ne kadar gerçek, ne kadar kalıcı olabilirler ki...kalbini koyman lazım başarmak istediğin her şeye, önüne çıkan duvarları yıkıp geçebilecek güç sende bunu hep hatırla. Ne hayal ediyorsan onun peşinden koş, onu mutlaka gerçekleştir, ne kadar sürerse sürsün vazgeçme, başkalarından ilham al ve en önemlisi daima kendine inan!

Denge ilk denemede en doğruyu yaparak kazanılmıyor. Denge her seferinde en doğruyu bulabilmek için defalarca düşüp, yeniden ayağa kalkıp, yılmadan deneyince kazanılıyor. Her düşüşünde bedenin dengeyi sağlamak için merkezinin tam olarak nerede olduğunu öğreniyor ve ruhun da üstesinden gelemeyeceğin hiçbir engel olmadığını sana hatırlatıyor. Ben bu şekilde durabilmek için kaç kere düştüm, kaç kere yeniden denedim bilmiyorum. Bunu bir zamanlar kendime bir hedef olarak koymuştum. Dün çok sevdiğim bir arkadaşımın kendine aynı hedefi koyduğunu duyunca bu satırları yazmak geçti içimden. 

İlk başlarda "hedefim" olduğu için çok ciddiye almıştım. Hemen öğrenip sonuca ulaşmak istiyordum. Deniyordum, yapamıyordum, kendime kızıyordum. Hatta kendime sinir olmaya bile başlamıştım. Bir gün yine defalarca deneyip istediğim sonucu alamayınca boşver ve biraz rahatla dedim kendime...bugün olmaz yarın olur, biraz ara ver yine denersin canın isteyince...araya bir iki hafta girdi ve ben evde yine denemelere başladım. Bu sefer en mükemmelini yapmak ve ne olursa olsun hedefime ulaşmak için değil; eğlenmek ve keyif almak için. Kendime kızmadım, sadece denediğim için kendimi taktir ettim ve bir hafta sonra bir baktım duruyorum! 

Olur da sen de bin kere deneyip, bin kere düşersen yapacağın ilk şey kendini affetmek, gülüp geçmek ve tekrar denemek olsun.

Sonuçta yapmak istediğimiz sadece bir yoga duruşu:) 

Gününüz keyif ve neşe dolu olsun!

Endişelenme ne yarın ne ondan sonraki gün...ne 5 yıl ne 15 yıl sonrası için. Bazen dümdüzdür önündeki yol bazen engebeli. Bazen dimdik durursun bazen tepe taklak olursun ancak yine de endişelenme. Olacak olanda vardır bir hayır de, bırak hayat götürsün seni senin icin olması gereken en doğru yoldan en güzel yere...sevgiyle Günaydın!

Esnek ol demek kulağa çok kolay gelir ancak keşke dilediğimiz an hayatımız, düşünce ve davranışlarımız, vücudumuz hatta ruhumuz esnek olabilse hem de istediğimiz kadar esnek olabilse. Esneklik demek olup biteni bambaşka açılardan görebilmek, bazen hiç yapmam dediğini yapabilmek, düşünmem dediğini düşünebilmek, inanılmaz bir rahatlık demek. Esneklik sabır, devamlılık ve teslimiyet demek. Bir günde olmaz ama seni bir ömür rahat ettirir esneklik. Şu hayatın sonuna kadar tadını çıkarmak istiyorsan esnek ol, esnek düşün, esnek yaşa!

Haydi şimdi esnek bir haftaya başlama zamanı:)

İyi haftalar!

"Flexibility is all about patience, persistence and surrender."

Gizemli, bilinmez, olmaz dediğin bir çok şeyin olabileceği bir dünya var bir yerlerde...konfor alanının dışına çıktığın an keşfedebileceğin bir dünya. Cesur ol, risk al. Endişelenme, planlama, fazla düşünme. Nefes al, inan, özgür ol, huzurlu ol. Gerisi zaten olması gerektiği gibi olacaktır!

Hayal ettiklerimi gerçekleştirmek için bir yol bulamıyorum dediğin oluyor mu hiç? Yola düz bak, olmadı ters bak o da olmadı bir de yandan bak bakalım. Baktığın açılardan biri mutlaka farklı bir bakış açısı, farklı bir yol hatta bu hayalini gerçekleştirecek farklı bir sen bulmanı bile sağlayacaktır.

İNAN - GÜVEN - İLERLE!

"Olumsuzluk" nasıl da kötü bir alışkanlık. Yıllar geçer bir bakmışız ki devamlı bir şeylerden şikayetçi olmanın rahatlığına, hayal kırıklığına uğramanın ve sürekli duyulan umutsuzluğun bıraktığı yaralara alışmışız. İşte bu yüzden olumsuzluktan kurtulmak belki de bir "bağımlılıktan" kurtulmak gibidir. Zordur ve büyük emek gerektirir. 

Bugün etrafına bir bak. Sevmediğin ne varsa çıkar, at. Sadece sana kendini iyi hissettiren eşyalara, içinde kelebeklerin uçmasına neden olan duygulara ve her gördüğünde, konuştuğunda, kalbini açtığında ayaklarını yerden kesecek insanlara yer aç hayatında!

Her şey göründüğü gibi kolay değil, göründüğü gibi değil.

Ancak derinlemesine bakarsak görürüz hakikati.

Paylaştığım bu fotoğraf bile çok şey hatırlatıyor bana hayatımda. Bakınca sadece bir pilates hareketi...ancak en derinde saklı hakikati. Hiç yılmadan düşe kalka ortaya koyduğum emeğimi, vardığım noktaya gelmemde emeği olan herkesi, saatlerce çalışmalarımı, azmimi, gözyaşlarımı, korkularımın nasıl tutkuya dönüştüğünü, zayıflıklarımı, gücümü en çok da inancımı hatırlatıyor. En çok istediklerimiz, vazgeçemediklerimiz kolay elde edilmiyor. Her şey sadece bir hedef koymakla da olmuyor. Esas olan kalbimizi, tüm benliğimizi ortaya koyunca, canımız acısa bile devam edince, kimseler inanmazken biz çok ama çok inanınca oluyor. 

Yürekten inandığınız her şeyin sizin olacağına dair inancınızı asla kaybetmeyin...

Keyifli ve güzel bir hafta sonunuz olsun!

 İnanıyorum hareket etmenin insanı nasıl iyileştirdiğine, nasıl değiştirdiğine, nasıl güçlendirdiğine, en zor zamanlarında bile yüzünü nasıl da güldürdüğüne. Ancak daha önemlisi sana inanıyorum, karar verdiğin an hareket etmeye başlayabileceğine, kendini olduğun yerden çok daha ileriye taşıyabileceğine.

Hadi bugün EVET de içinde her gün sana "yapabilirsin" diyen o sese ve hayal ettiklerinin senin olmasına, hayatını şifalandırmasına izin ver. 

Kıpır kıpır bir hafta sonunuz olsun!

Yaşadığın hayatın tek kahramanı sensin. En güzel başarı öykülerine imza atabilecek olan sensin. Sen bir kuş gibi özgür olansın. Kendini; sahip olduğun özgür ruhun pencerisinden görebilirsen yapman gereken başka hiçbir şey, olman gereken başka hiçbir yer olmadığını göreceksin. Hayata her neresinden tutunuyorsan sakın bırakma, devam et sıkı sıkı tutunmaya. 

Çünkü sen olduğun gibi, olduğun yerde istediğin her şeyi gerçekleştirebilirsin. 

Bugün bu hayatta şimdiye kadar neleri başardığını, yapabildiğini kendine hatırlatmaya ne dersin?

Yüzünüzü gülümseten bir hafta sonu olsun!

Esnek olmak lazım hayatta. Her şeye, her söze sıkı sıkıya bağlanmamak, bazen gideceklerin hayatından çıkıp gitmesine, beklenmediklerin sürpriz ziyaretine izin vermek, her şeyin en mükemmeli için uğraşmadan yaşayabilmek getirecek bu esnekliği belki de...

Ne kadar esnek olursa yaşamın o kadar çok şey öğrenir, deneyimler, o kadar çok insan tanır, sever, o kadar çok keyif alırsın hayattan. Yaşadıklarının ne en büyüğü ne de en ufacığı sıkamaz canını. Sen iki ucu da bilir, dengeler, zenginleştirirsin hayatını. 

Ve şimdi farkındaysan etrafını çevreleyen duvarların; artık dar kalıplara sıkışıp kalmaktan vazgeç, esnek düşün, esnek yaşa ki kırılma!

İçi dışı keyif, mutluluk, huzur dolu bir hafta sonunuz olsun!

Hayallerinizden asla vazgeçmeyin! 

Pes etmeyi düşündüğünüz her an nasıl başladığınızı düşünün. Hayallerimiz ilk yola çıktığımız anla aynı olmayabilir, değişebilir (benimki 2 sene önce değişmişti) ancak aldığımız sonuç her şeye ragmen beklediğimizden daha da iyi olabilir. “Kim bilir?” diyemeyeceğim çünkü ben “şimdi” biliyorum. Denedim ve gördüm. Asla gitmem dediğim bir sürü yoldan geçtim, bazen hayalimi tekrar gözden geçirdim. Vazgeçmedim fakat yeniledim hem kendimi hem de hayalimi. Şimdi ise o sımsıkı tutunduğum hayalin tam ortasındayım. Hayat dönüp dolaşıp beni elde etmek istediğim, ait olduğum o noktaya getirdi. 

Hayalinize sımsıkı sarılın ve değişimden kormayın çünkü yolun sonu eninde sonunda ait olduğunuz yere çıkacak inanın!!!

İstediklerimize her zaman en kolay yoldan ulaşamıyoruz. Bazen çok çabalamak, yorulmak hatta acı çekmek gerekiyor. Ancak sonuca ulaştığımızda yaşadığımız sevinç, başarı hissi çektiğimiz tüm zorluklara bedel oluyor. Şuan seni her ne zorluyorsa bil ki sonunda seni daha güçlü yapmak için karşına çıkıyor ve ayrıca o zorlukları karşına çıkaran da biliyor ki sen istersen her şeyiiiii YAPABİLİRSİN!

Bugün hissettiğin acı yarın hissedeceğin güç olacak.

Robert Moore

---------------------------------------------------------------------------------------------------------

The pain you will feel today will be the strength you feel tomorrow.

Robert Moore

"Olabilecek en kötü egzersiz hiç yapmadığındır! "

Haftasonu bir arkadaşımla egzersiz üzerine uzun uzun sohbet ettik. Daha önce hiç egzersiz yapmamış biriydi. 2 çocuk sahibi olduktan sonra yoga yapmaya başladı. Ona hayatında neler değişti diye sorduğumda anlatacak ne çok şeyi olduğunu gördüm. En önemlisi daha iyi, sağlıklı ve huzurlu hissettiğini ve kendine ayırdığı zamanın ne kadar değerli olduğunu gördüğünü söyledi.

Daha önce hayatında nasıl bir eksiklik olduğunu fark etmek bile şuan ki motivasyonu arttırmış, kendini iyi hissettikçe yogaya daha da fazla bağlanmış.

Egzersiz yapmak kendinize verebileceğiniz en sağlıklı, en güzel ve en enerjik hediye. En azından günde 15-20 dakikanızı ayırarak başlayın. Yapacağınız kısacık bir yürüyüş bile olsa yapmamanızdan çok daha iyi gelecektir size. Kendinize inanın. Pes etmeyin. Aradığınız o inanılmaz güç sizde saklı!

MÜMKÜN OLSAYDI…

Neler neler yapardın değil mi?

Bugün bir şeyleri değiştirmek için önce “imkansız diye bir şeyin” olmadığını hatırlat kendine. Küçük bir adımla başla, sadece ileriye bak ve sonucu hayal et. Düşüp kalkacaksın, dizlerin hatta bazen kalbin acıyacak ancak sonunda pişman olmayacaksın.

Yeni alışkanlıklar kazanmak istiyorum dediğinde yoluna ışık tutacak bir yol haritası paylaşıyorum seninle;

1. KAZANMAK İSTEDİĞİN “BİR” ALIŞKANLIK BELİRLE

İlk hedefin her ne yapıyorsan yap süreyi kısa tutmak olsun.  Sadece yapmak istediğin şeye odaklan. Daha sonra bu süre kendiliğinden artacaktır. Bu oldukça önemli çünkü bir çoğumuz aynı anda bir çok alışkanlığı kazanmaya çalışıyoruz ve sonuç olarak hiçbirini tam anlamıyla yerine getiremiyoruz.

2. PLAN YAP

Kazanmak istediğin alışkanlığı (küçük hedeflerle başla) belirlemek için kendine 1 haftalık bir süre tanı, davranışlarını gözden geçir, seni motive edecek şeyi veya kişiyi bul, karşılaşabileceğin zorlukların üstesinden nasıl gelebilirsin düşün, bu alışkanlığı ne zaman uygulayacağına karar ver (her Çarşamba saat 5’te yürüyüş yapacağım vs.), gerektiğinde sana destek olabilecek kişileri belirle, kendin için bir ödül koy. Bunların hepsini bir kağıda yaz.

3. ARA VERMEDEN DEVAM ET

Sana bu alışkanlığı hatırlatacak bir nesne, bir kişi, bir müzik belirle. O nesneyi yanında taşı, o kişiyle konuş veya sadece o müziği dinle. Asla bugün yapmasam da olur deme! Sen ne kadar kararlıysan alışkanlığında o kadar kalıcı ve yapıcı olacaktır.

4. OLUMLU GERİ BİLDİRİMLERE ODAKLAN

Keyif almaya odaklan, hedefini bir oyuna dönüştür, kendine özen göster. Sana eşlik edecek bir partner veya hedefinle ilgili katılabileceğin bir grup bul. Her gün sana kendini ne iyi hissettiriyor gözlemle, fark et.

5. BAŞARINI KUTLA, KENDİNİ KUCAKLA

Her gün kendine koyduğun ufak hedefi gerçekleştirdikten sonra kendini vazgeçmediğin için çok sevdiğin başka bir şeyi yaparak ödüllendir. Kendini taktir et.

6. BAŞARINI PAYLAŞ

Ailenle ve dostlarınla başarını, attığın her adımı paylaş. Onlar sana devam etmen için hem destek hem de motivasyon kaynağı olacak. Göreceksin bir süre sonra sen de başka birine ilham olmaya, destek vermeye başlamış olacaksın. Sen paylaştıkça içinden sana “vazgeç” diyen ses kaybolacak.

Unutma;

Sen istersen her şey MÜMKÜN!

Spora başlamak için hala bekliyor musun?

Seni motive edecek bir şeylerin çıkmasını, bir arkadaşının seni heveslendirmesini veya artık gerçekten yeter diyip yarın başlayacağım demeyi bekliyorsun belki de biliyorum.

Her gün "yarın" diyerek ilerlemek çok zor, aradığın şeyler de hemen karşına çıkmıyor, koşullar genelde zor oluyor ancak sen başlamak istiyorsun!

Peki ne yapacaksın?

Aradığın motivasyon başkalarının deneyimlerinde, yaptıklarında veya söylediklerinde değil. Onlar sana bir anlık motivasyon sağlayabilir ancak seni neyin motive ettiğini bulursan işi bir türlü gelemeyen yarına bırakmazsın.

Öncelikle spor senin için ne ifade ediyor sonrasında hangi sporu yapmayı seviyorsun, nerede spor yapmak hoşuna gidiyor, nasıl yaparsan keyif alırsın, bütçen nedir, ne sıklıkta yapmak istiyorsun, yaparsan almak istediğin sonuçlar neler… bunlar gibi bir çok sorunun yanıtını kendine ver önce. Kendi hayalini kendin şekillendir. Kendine özel bir yol çiz.

Peki nasıl bulacağım bu soruların yanıtı diyorsan Performans Koçluğu sana yol haritanı çizmende büyük ışık tutacaktır. Denemeye ne dersin?

HER ZAMAN YARINI "BUGÜNÜN" YAPMA ŞANSIN VAR UNUTMA!

Hepimiz kendi deneyimlerimizi yaratıyoruz bu hayatta. Hepimiz her gün kendi hikayemizi yaşıyor, kendi hikayemizin kahramanı oluyoruz. Peki bu hikaye içinde yapamadıklarımızı yapabilsek, gerçekleştiremediklerimizi gerçekleştirebilsek nasıl da güzel olurdu değil mi?

Yaşadığımız her şey düşüncelerimizin yarattığı gerçeklik. Yarın bir şeyler değişsin istiyorsak önce düşüncelerimizi değiştirmemiz lazım ki deneyimlerimiz de değişsin.

Yarın kendin için en iyi olan şeyleri yapmaya başlamaman için hiçbir neden yok. Sağlığın daha iyi, bedenin daha güçlü, ruhun daha hafif olabilir. Hayatında bir farklılık yaratmak istiyorsan hikayeni değiştir. Olumlu olana, sana iyi hissettiren şeylere odaklan. İlk başta zor gelecek belki ancak zamanla ruhun, bedenin alışacak, en zor kolay gelmeye başlayacak ve inan bana hayallerin gerçek olacak.

Her gün bir "başarı" peşinde koşuyoruz. Gideceğimiz yere saatinde yetişmek, ajandamızda yazılı her işi bitirmek, sınavlarımızı geçmek, çalışmak, para kazanmak...sanki şimdilerde binbir türlü koşturmacanın arasında sevebilmek bile bir başarı…Peki her türlü başarıya bir şekilde imza atıp yine de memnun olmadığınız oldu mu hiç? Bir yerde bir şeyler eksik dediğiniz oldu mu hiç?

Başarıyoruz ancak istediğimiz gibi yaşıyor muyuz acaba? Hayat; daima sevdiğimiz şeyleri yaptığımızda anlam buluyor. Ben spor yapıyorsam "yaşadığımı" hissediyorum ve kendim için başarıların en büyüğüne imza attığımı biliyorum.

Sadece sevdiğin, seni mutlu eden şeyleri yapmaya özen göster, seni başarıya ve huzura taşıyacak şeyler sadece onlar!

Tek bir başarı vardır o da istediğin gibi yaşamaktır.

Christopher Morley

Bazen canın sıkılır, için içine sığmaz...aklın uçsun gitsin bir yerlere, düşünmesin daha fazla istersin. 

Ancak bilirsin ki o düşünceler “düşünmeyeceğim” demekle gitmez.

Sen başka şeyleri düşünmeye çalıştıkça arka plandan hep seslenir sana, bir tuzağa düşmüş gibi çırpınırsın duymamak için fakat sesini kıssan bile duyarsın işte..

Peki ne yaparsın o zaman? Nasıl çıkarsın bu tuzaktan?

Ben “bana anı yaşatan”, zihnimi tamamen düşüncelerimden arındıran, bana huzuru hissettiren şeyi yapıyorum. SPOR YAPIYORUM. O an kafamdaki gereksiz her şey yok oluyor. Sadece nefesim, atmakta olduğum bir tekme ve kalp atışlarım var oluyor.

Sen de hissedebilirsin bunu. Tek yapman gereken RAHATLAMAK ve bir yerinden başlamak. Eğer gerçekten istersen “spor yapmak” senin de tuzaktan çıkış yöntemin olabilir. Üstelik hem seni kurtarır hem de sana kendini "eşsiz" hissettirir.

Spor yapmam lazım diyorsun ancak öncelikle spor yapmak için senin idealin ne sorusunun cevabını verebiliyor musun?

Haftada 1 kez yürüyüş, haftada 3 gün pilates, haftada 5 gün koşu veya 2 gün yüzme mi nedir? Herkes ne yapıyor, nasıl yapıyor unut, senin için ideal olan ne onu düşünmeni istiyorum sadece. Ben haftada 1 kez yürümek istiyorum diyorsan çık ve haftada 1 kez yürü!!! "Haftada kaç kez yürüyüş yapılmalı" diye sorarsan bir spor hocasına, google'a veya spor yapan bir arkadaşına tabii ki bir yanıt alacaksındır. Ancak bu yanıt yine seni "haftada 3 kere yürümek zorundayım" cümlesine götürecek ve sen yine 1 kez çıkacaksın, 2. kez zorlanacak, 3.'ü de ise çıkmayacaksın o yürüyüşe. Fakat kendi idealinle başlarsan sevdiğin bir sporu yapmaya o zaman göreceksin ki zorlanmadan aldığın keyif seni mutlaka 1'den 3'e hatta belki daha da yukarılara taşıyacak. 

Şimdi sor kendine ve sadece kendini ve bedenini dinle..

Bu sorunun cevabı zorunluluğu keyife dönüştürecek bir anahtar olabilir! 

Her ne yapıyorsan önce senin idealine uygun olursa ondan keyif alırsın ve yaptığın her neyse sana hizmet eder yani sana fayda sağlar, sana dokunur.  

Eğer sen cevabını bulduysan paylaş bizimle ve başkalarına da ilham ol, onların yoluna da bir ışık tut…

Bu haftasonu ister yürüyün, ister koşun, isterseniz spor salonunda saatler geçirin ancak kendi idealinizin farkında olun ve KEYİF almayı unutmayın!

Harekete geçmeyi düşündüğünde aklından neler neler geçiyor söyler misin bana?

Sabah kalkamam, akşam çok yorgunum, yapamam, imkansız,  zaman yok, çok zor, bugün değil yarın…Peki yapabileceğini düşündüğün şeyleri nasıl yapıyorsun? Devamlı yapmadığın için pişmanlık duymaktansa bir gün bir yerinden başlamayı denemek belki de motive edecek seni. Ufacık bir adım, bir adım daha attıracak ve koşturacak seni hedeflerine doğru. Sonra inan bana durmak istemeyeceksin, aldığın keyif seni daha da derinlere çekecek, zamanın olmasa bile bir şekilde hareket etmek isteyeceksin. Aldığın keyif sonsuz ve kendine verdiğin hediye paha biçilmez olacak. Zihninde yarattığın olumsuz düşüncelerinin; arzularının önüne engeller çıkarmasına izin verme. Kirletme zihnini, bırak zihnin ve bedenin işbirliği yapmak için çalışsın sadece, aralarındaki o mükemmel dengeyi senin hayatına yansıtsın, seni hayallerine taşısın. Zihninde bir şeyler değişirse vücudunda da değişecek. Var mısın denemeye? Çünkü denemeden bilemezsin!

Bahaneler üretmeyi bırakın. "Yapamam, yeterince iyi değilim, yeterli zamanım yok..." gibi yalanları söylemeyi bırakın kendinize. Suçlamayın da kendinizi çünkü siz "sizin en iyinizi" ortaya koymak için varsınız.  Kendinizi daha ileriye götürebilecekken aynı noktada kalmanıza neden olan bahanelerinizin farkına vardığınız an "en iyinizi deneyimleyecek ve hayatınızda bir şeylerin değiştiğini göreceksiniz. 

GERÇEKTEN İSTERSENİZ SPOR YAPMANIN BİR YOLUNU BULURSUNUZ!!! 

Bahanelerinizin yerini önceliklerinize verdiğiniz bir hafta olsun!

Bazen bize iyi geleceğini düşündüğümüz için yeni bir şeylere başlamak isteriz. Bakarız etraftamızda düşündüğümüz şeyleri yapan da bir çok kişi var.

Kendine zaman ayırmak, doğru ve iyi beslenmeye başlamak, spor yapmak, daha fazla sosyalleşmek, eşine dostuna zaman ayırmak..belki de sadece gülümsemek ve keyifli zaman geçirmek olabilir başlamak istediğimiz şey.

Şuan "yapıyor" olduğunuz şeyleri neden, nasıl yaptığınızı hiç düşündünüz mü?

Eğer dikkatli bakarsanız yaptığınız en ufacık şeyin bile arkasında size sağladığı bir fayda, artıya geçmenizi sağlayacak bir neden, bir kazanç vardır. Yapıyor olduğunuz iyi veya kötü diye adlandırdığınız her şey size mutlaka bir şey getiriyor ki siz onu yapıyor ve yapmaya devam ediyorsunuz.

Peki şuan "yapmıyor" olduklarınızı nasıl yapmaya başlayabilirsiniz?

Örneğin devamlı ertelediğiniz spora başlayabilmek için ne yapabilirsiniz?

Sadece temiz ve sakin bir kafayla, düşüncelerden uzak ancak kalbinize yakın olarak kendinize sorun "spor yapmak benim için ne demek?" Yanıtları birer birer yazın ve bakın bakalım dürüstçe verdiğiniz yanıtlar sizi nereye götürüyor.

Spor yapmayı gerçekten neden istiyorsunuz bir de kendinizden duyun!

Dürüstçe yazdığınız o cevapları görünce "başlamak" tahmin etitğiniz kadar zor olmayacak tam tersine gerçekten bir yola baş koymak için güzel ve motive edici nedenleriniz olacak. Hadi şimdi izin verin kendinize ve yazın yazabildiğiniz kadar sadece size özel nedenleri ve yazdığınız her bir maddeye sahip çıkarak yola çıkın, sonucunda her geçen gün o maddelere daha güzelleri eklenecek, sizi daha fazla motive decek ve tahmin ettiğinizden daha fazlası sizin olacak göreceksiniz.

Peki ya senin için ne demek spor yapmak derseniz?

Sürekli düşünmemeye çalışıp düşünmeye devam eden ve bazen içinde bulunduğum anı yaşamama engel olan zihnimin bir süreliğine tamamen kapanması, hiçbir şey düşünmemek yani sadece ve sadece o "anı" yaşamam demek.

Kendime ayırdığım en güzel, en kıymetli vakit demek.

Yaşam enerjim demek.

Sonucunda hissedeceğimi bildiğim o acayip, tarif edilemez hisler demek.

Adrenalin ve tutku demek. 

Gülümseme ve coşku demek.

Başarı demek.

Devam etme gücü demek.

Kendimi en çok sevdiğim, kendime en çok hayran kaldığım an demek.

...ve spor yapmak sevdiğim işi yaparken yukarıda yazdığım her bir maddeyi etrafımdaki herkesle paylaşabilmek ve o maddeler sayesinde herkese ilham olabilmek demek!

Urbanathlon 2014'de engelleri aşıp, bitiş çizgisine gelmek gibisi yok. Sadece 10km'lik bir koşu olmasına rağmen yeri geldiğinde her şeyini koyduğun anlar oluyor ve bitirdiğinde de dünyalar senin oluyor. İşte bu yüzden seviyorum sporu...bir de güzel haberim var bugün sizlere yarışta 7.oldum:) 

Bugün herkes için bir dileğim var: hayat herkes için enerji ve motivasyon dolu olsun!!!

Spor yapmak istiyorum diyorsunuz.

"Ne yaptığımda spor yapmış hissedeceğim" sorusunu kendinize soruyor musunuz? Hayatta bir çok şeyi yapmak isteriz ve o bir çok şeyi yapmanın da binbir yolu vardır biliriz. Bu binbir yol binbir kişiye göre değişir. Benim "spor yaptım" diyebilmem için var olan kriterlerim; arkadaşımın, annemin, ofisteki bir arkadaşımın veya hiç tanımadığım birisinin kriterlerinden farklıdır. Bu durumda görürüz ki hangi sporu yaptığınız, nasıl ve ne sıklıkta yaptığınız sadece ve sadece size özgüdür. Yaptığınız veya yapayacağınız her neyse en başta sizi motive etmeli, sizi keyiflendirmeli, sizi mutlu etmeli ve en önemlisi yapıp bitirdiğinizde "işte bana en iyi hissettireni bu" dedirtmeli. Bu nedenle günlük aktivitelerinizi belirlerken bu temel noktayı unutmayın. Hareket edecek olan sizin bedeniniz ve sonucu siz hissedeceksiniz. Rotayı belirleyin, gerekirse destek alın, danışın ancak her konuda olduğu gibi bu konuda da kendi iç sesinizi, bedeninizi dinleyin. 

Enerjisi bol, hareketi bol, neşesi daha da bol bir haftasonu sizin olsun:)

Spor yapmak istiyorum ama bir türlü başlayamıyorum, zamanım yok, yorgunum...ne yapabilirim ki dediğini duyuyorum.

Yürüyüşle bir başlangıç yapmaya ne dersin?

Her şeyin başı kararlılık. Hareket etmeye, vücuduna bakmaya, kendini sevmeye kararlıysan başlamaman için bir neden yok. 

Kendin için bir gün seç, en uygun saati belirle, şurada yürüsem çok hoşuma gider dediğin bir yer bul sonra giy spor ayakkabılarını ve kendin için keyif dolu "1" saat ayır. Sadece 1 saat boyunca zihnin yerine bedeninin sesini dinle, nasıl hissettiğine odaklan. Ne kadar iyi hissettiğini görünce yine kendine 1 saat hediye etmek isteyeceksin. 

Yürümek en güzel aktivitelerden bir tanesi. Hele kapalı spor salonları yerine açık havada yürümek demek temiz havayı ciğerlerine çekmek,  doğanın güzelliğine tanık olup stresten uzaklaşmak, bir yıl boyunca farklı mevsimlere tanık olmak ve bu sayede attığın her adımda vücudunla barışmak, vücudunu sevmek, vücuduna saygı duymak demek. 

Hadi kendinize kocaman "1" saat hediye edin ve atın kendinizi dışarıya yürüyün zihniniz ve vücudunuz temizlensin.

YENİ BİR HAFTADAN MERHABA!

BU HAFTA SPORUNUZA BİRAZ EĞLENCE KATMAYA NE DERSİNİZ?

Yaptığınız her ne olursa olsun onu yaparken gülümsüyorsanız, eğleniyorsanız, keyif alıyorsanız tekrar tekrar yapmak istersiniz. Spora bir türlü başlayamıyorum, başlasam da sevemiyorum veya aynı şeyleri yapmaktan sıkılıyorum diyorsanız hadi gelin eğlenmenin bir yolunu bulalım:)

Dışarda spor yapın: Kapalı spor salonlarında özellikle yaz aylarında bunalıyor ve her gittiğinizde aynı ortam, aynı insanları görmekten, aynı aletlerle çalışmaktan sıkılıyorsanız kendinizi dışarı atın. Temiz hava da yapacağınız her şey motivasyonunuzu arttıracak, kendinizi daha iyi ve zinde hissetmenizi sağlayacaktır.

Arkadaşlarınızla spor yapın: Tek başınıza koşmak, yürümek, paten kaymak yerine her ne yapıyorsanız bu sefer aynı aktiviteyi yapmaktan keyif alan bir başka arkadaşınızla anlaşın ve beraber yapın. Bazıları tek başına spor yapmayı sevse de bazıları için başka birinin olması mükemmel bir destek olabilir.

Kendinize bir hedef belirleyin: Her antrenmanda aynı mesafeyi koşuyor, aynı ağırlık çalışmasını yapıyorsanız kendinize yeni bir hedef belirleyin. 500m daha fazla koşun, antrenmanınızı 10dk daha geç bitirin, 1dk daha fazla ip atlayın...sadece hedefinize odaklanın ve hedefinizi gerçekleştirmenin keyfini yaşayın.

Sadece eğlenin: Aynı bir çocuk gibi eğlenin! Yapmak zorunda olduğunuz için değil severek yapacağınız bir aktivite bulun ve onu eğlenerek, her anının tadını çıkararak yapın. Amacınız yapabileceğinizin en hızlısını, en zorunu yapmak olmasın sadece eğlenmek olsun.

Kendinizi rahatlatın: Evde, dışarda veya spor salonunda her nerede spor yapıyorsanız kendinize rahat hissettiğiniz bir ortam yaratın. Örneğin, en sevdiğiniz parçalardan oluşan müzik listenizi dinlerken antrenman yapmak motivasyonunuzu arttıracaktır veya spor salonunda koşu bandında koşarken televizyon izleyin zamanın nasıl akıp gittiğini anlamayacaksınız.

Yeniliklere açık olun: Bir şeyi çok sevseniz bile her gün yapmaktan sıkılırsınız. Sporda da aynı şekilde her gün aynı egzersizi yapmak bir yerden sonra motivasyonunuzu düşürebilir. Yapmakta olduğunuz spora ve kişiliğinize göre antrenmanınıza başka neler ekleyebilirsiniz hiç düşündünüz mü? Düzenli olarak koşuyorsanız gittiğiniz salonda verilen dans derslerine katılmak sizin için güzel bir değişiklik olabilir. Egzersizlerinizi çeşitlendirir ve çeşitlendirdikçe keyif alırsanız yaptığınız her şeye daha fazla bağlanırsınız.

Spora başlamayı devamlı erteliyorsanız bu hafta kendinize zaman ayırın ve düşünün hangi sporu yapsaydınız gerçekten keyif alır, eğlenir ve severek yapardınız? 

Spor kendinize verebileceğiniz en güzel hediye. Herkesin yaptığını değil sizi en çok mutlu eden, en fazla keyif aldığınız aktiviteyi yapın. Ancak o zaman hem eğlenir, hem terler hem de formda kalırsınız!

PLANK HAREKETİNİN FAYDALARI

Plank hareketi core (merkez) bölgesini güçlendiren en iyi hareketlerden biridir. Plank hareketini herkes yapabilir.  Plank hareketi sadece karın kaslarınızı değil göğüs, sırt, bacak, omuz ve boyun kasları gibi vücudun hem ana hem de küçük kaslarının hepsini çalıştırır. Düzgün ve sağlam bir duruşa sahip olmanızı sağlar. Esnekliğinizi arttırır ve aynı zamanda dengenizi oldukça kuvvetlendirir.  Beden farkındalığını ve odaklanmayı da geliştiren muhteşem bir harekettir.

İlk kez yapacaksanız önce doğru pozisyonda olduğunuzdan mutlaka emin olun. Önce dirseklerinizin üstünde kısa süre (5sn) durmaya çalışın. Kuvvetlenmeye başlayınca ellerinizin üstünde durmaya ve süreyi yavaş yavaş arttırmaya başlayın. Düzenli olarak haftada 3 – 4 kez yaparsanız çok kısa sürede 30sn kadar durabildiğinizi göreceksiniz. Sadece kendi vücut ağırlığınızla yaptığınız plank hareketini her yerde yapabilirsiniz. Bu hareketi mutlaka egzersiz programınıza alın, vücudunuzun nasıl forma girdiğini ve sıkılaştığını görerek kendinizi şaşırtın!

Güç arttırıcı antrenmanlar kaslarınızı belirginleştirir, vücudunuzu şekle sokar ve daha dayanıklı bir hale getirir. Özellikle kadınlar bu antremanları yaparlarsa vücutlarının çok kaslı olacağını düşünürler ve irileşmekten korkarlar. Halbuki kadınlar istediği kadar bir erkekle aynı antremanı yapsın her zaman aynı hızda aynı kas oranına sahip olamazlar çünkü erkeklerin salgıladığı testosteron hormonunu erkekler kadar çok salgılamazlar. Ağırlık kaldırmak aynı zamanda olası yaralanmalardan korunmak, kaslar dışında tüm tendon ve bağ dokularını da güçlendirmek, kalp sağlığını korumak, düzgün bir duruşa sahip olmak açısından oldukça önemlidir.

Sağlıklı, fit bir vücuda sahip olmak veya sağlıklı bir şekilde zayıflamak istiyorsanız sadece kardiyo yaparak zayıflamayı düşünmeyin. Ağırlık antrenmanlarında ağırlıkları korkmadan arttırın çünkü daha fazla ağırlıkla, daha az tekrar yaparak daha çok enerji yakarsınız. Ağırlık antrenmanları sayesinde günlük hayatınızdaki değişimi de göreceksiniz. Özellikle tüm gün oturarak iş yapıyor ve hareketsizlik nedeniyle bel, boyun, sırt ağrıları çekiyorsanız vücudunuzun her bir bölgesini güçlendirerek duruşunuzu değiştirebilir, ağrılardan kurtulabilirsiniz.

Daha güçlü, sağlıklı ve ince bir vücuda sahip olmak için antrenmanınıza güç arttırıcı antrenmanları da ekleyin. Önemli olan hızlıca kilo vermek değil uzun vadede sağlıklı, güçlü bir vücuda sahip olmaktır. Unutmayın, güç arttırıcı antrenmanları kardiyo ile birlikte yaparsanız gerçekten etkili sonuçlara ulaşabilirsiniz. 

1. Sabahları daha fazla kalori yakarsınız ve kendinizi çok daha enerjik hissedersiniz.

2. İş çıkışında arkadaşlarla buluşmak mı spor yapmak mı, öğlen arasında zaman kalacak mı kalmayacak mı demek yerine sporunuzu sabah yaparak zaman kazanır ve güne zinde başlarsınız.

3. Sabah spor yapmak aynı zamanda gün içinde daha düzenli ve bilinçli yemek yemenizi de sağlar.

Sabah erken kalkmak bazıları için çok zor gibi görünse de bir kez denedikten sonra vazgeçemeyeceksiniz!

Spor yapmayı istiyor musunuz yoksa spor yapmak zorunda mısınız?

Hayatta sevmediğimiz şeyleri yapmak istemeyiz. Spor da aynı şekilde ancak sevdiğimiz, keyif aldığımız zaman hayatımıza girebilir. Spor yapmak için herkesin yaptığını yapmak zorunda değilsiniz. Siz gerçekten hangi sporu yapmayı severdiniz hiç düşündünüz mü? Koşmak, yürüyüş yapmak, basketbol oynamak, paten kaymak, yüzmek, pilates yapmak belki de sadece ip atlamak...hangisi yaparken size keyif verir ve bir süreliğine de olsa zamanı unutturabilir?

Hiç spor yapmıyor ve bir şekilde gerçekten başlamak istiyorsanız yüzdeyüzünüzü vererek kendinize sorun, spor sizin için ne demek ve ne yaparsanız keyif alırsınız. İnanın sizin de hoşunuza gidecek, sizi motive edecek bir aktivite mutlaka çıkacaktır!

Egzersiz yaparken tek bir bölgeyi çalıştırmak yerine vücudun her yerini eşit çalıştırmak gerekir. Genelde egzersiz programlarında bacak ve karın kaslarına yönelik egzersizler fazlasıyla yer alır peki kalçalar? Kalça hareketleri herkes için oldukça önemlidir. Kalçalarınızın sıkı, basenlerinizin daha ince olmasını istiyorsanız egzersiz programınızda kalça hareketlerine mutlaka yer verin. Kalça hareketlerini yaparken tüm vücudunuz, özellikle karın kaslarınız olmak üzere, çalışacaktır.

Şimdi tavsiye edeceğim hareketler ve benzeri daha bir çok hareketi evde kolaylıkla yapabilirsiniz. Düzenli olarak ayıracağınız 15 dakika vücudunuzda mutlaka bir fark yaratacaktır. 

Evde bir pilates topunuz yoksa ilk resimdeki gibi bir mat kullanarak hareketi yapabilirsiniz. Eğer bir topunuz varsa direk 2. resimdeki hareketi tercih edebilirsiniz. Hatta 1. resimdeki hareketi topla da yapmayı deneyebilirsiniz. Böylelikle bir seri kalça hareketiniz olur.

1. resimdeki hareket için yere sırt üstü uzanın, sağ bacağınız yerde bükülü dursun, sol bacağınızı da düz olarak diğer kalçanızla aynı hizada duracak şekilde yukarı kaldırın. Şimdi kalçanızı aşağı indirip, kaldırın. Kalçanız tam yere deymesin. Hareketi önce tekrar sayınız kadar bir bacakla yapın sonra diğer bacağa geçin.

2. resimdeki hareket için de yine yere sırt üstü uzanın, kalçanız yerdeyken ayaklarınızı topun üstüne koyun, karnınızı ve kalçanızı iyice sıkarak kalçanızı yukarı kaldırın. Topu çekebildiğiniz kadar kendinize çekin ve çekerken duruşunuzu bozmayaya dikkat edin. Topu çekme esnasında hem arka bacaklarınız, hem kalçalarınız hem de karın kaslarınız çalışacaktır. 

Bu egzersizleri yaparken karın kaslarınızı olabildiğince sıkarak kalçanızın yukarıdayken sabit durmasına dikkat edin. Çünkü hareket ederken kalçanız aşağı düşme eğiliminde olacaktır. Kalçayı ne kadar yukarıda ve sabit tutarsanız o kadar fazla fayda sağlarsınız.

Hareketleri yavaş yavaş, hissederek ve düzenli nefes alıp, vererek yapmaya özen gösterin. Yapacağınız her hareket 10 veya 15 tekrardan en az 3 set olsun.  

Sağlıklı zayıflamak için kardiyo hareketleri kadar yer egzersizleri de önemlidir. Her ikisi birlikte yapıldığı zaman en iyi sonuçları alırsınız. Yer egzersizlerini mutlaka spor programınıza ekleyin.

Yer egzersizleri ile ilgili sorularınızı benimle paylaşabilir, daha fazla egzersiz alternatifi ile ilgili bana ulaşabilirsiniz. 

Sıkı, dümdüz bir karna sahip olmak için yine evde yapabileceğiniz harika bir karın hareketi:The Hundred

Harekete başlamadan önce yerde sırt üstü yatıyoruz, önce derin bir nefes alıyoruz ve nefesi verirken başımızı ve ayaklarımızı yerden kaldırıyoruz.

Eğer bacaklarınızı masa posizyonunda 90 derecelik açıyla tutarsanız (resim 1) hareket biraz daha kolay olur. Ancak bacaklarınızı düz olarak ileriye uzatırsanız (resim 2) hareket biraz daha zorlaşır. Hareketi ilk defa yapıyorsanız ve özellikle belinizde bir sorun varsa ayaklarınızı masa pozisyonunda tutarak yapmanızda fayda var.

Zor olanla başlayacaksanız beliniz ile yer arasında boşluk olmayacak şekilde ayaklarınızı kaldırdığınızdan emin olun. Bunu elinizi belinizin altına koyarak kontrol edebilirsiniz. Unutmayın hareket ne kadar düzgün olursa o kadar çok fayda sağlayacaktır.

Pozisyonunuzu aldıktan sonra şimdi 5 sefer kısa aralıklarla burundan hızlıca nefes alın ve ellerinizi sanki masaya vuruyormuş gibi indirip, kaldırın. Şimdi de 5 sefer kısa aralıklarla ağızdan hızlıca nefes verin ve ellerinizi indirip kaldırmaya devam edin. Bunu 100 sayısına ulaşana kadar tekrar edin. 5 kere burundan nefes al, 5 kere ağızdan nefes ver!

Hareketi yaparken bacaklarınızı oynatmamaya ve karnınızı olabildiğince sıkıp, içeri çekmeye çalışın.

Hareket bitince önce başınızı sonra bacaklarınızı yere koymayı unutmayın ve rahatlayın.

Karın ve core bölgesiyle ilgili paylaştığım hareketlerden hoşunuza giden 3 veya 4 tanesini birleştirip haftada en az 3 kez düzenli olarak yaparsanız mutlaka faydasını göreceksiniz. Karın ve core (merkez) bölgesinin sıkı olması daha sağlıklı bir duruşa sahip olmanıza, yaptığınız tüm fiziksel aktivitelerde gerekli performansı kazanmanıza ve de sakatlıklardan korunmanıza yardımcı olur. Sadece spor yapan kişiler için değil günlük yaşantısında eğilip kalkan, merdiven çıkan, ağır bir şeyler kaldıran vs. herkes için gözardı edilemeyecek kadar önemlidir. İlerleyen yaşlarda karın ve bel bölgenizi korumak ve olabilecek sakatlıkları önüne geçebilmek için şimdiden bu eğzersizlere antrenman programınızda yer verin.

Hareket etmek vücudun en iyi ilacıdır unutmayın!

Evde yapılabilecek egzersizlere devam!

Spor salonuna gitmeye zaman bulamıyor ve etkili ancak çok zaman almayan bir şeyler yapmak istiyorsanız. Sadece 15dk ayırarak evinizde sabah kalkınca, home office çalışıyorsanız belki gün içinde veya akşamları çeşitli egzersizler yapabilirsiniz. Bilgi almak ve paylaştıklarımın dışında neler yapabileceğinizi, egzersizleri nasıl çeşitlendirebileceğinizi konuşmak için bana iletişim sayfamdan ulaşabilirsiniz.

Bugün de özellikle kalça ve bacaklarınızı çalıştıracak bir egzersiz var sırada. Yaparken karnızın tamamen yere temas etiğinden emin olun. En fazla faydayı almak için bacaklarınızı kaldırırken karın ve kalçanızı sıkabildiğiniz kadar sıkın. Bacaklarınız havadayken, resimde (B) gördüğünüz gibi bacaklarınızı makas hareketiyle açıp, kapatın. Bunu en az 15x3 şeklinde tekrarlayın.

Sağlıklı, hareketli ve enerjik bir yaşam için hareket etmeye devam edin!